iyi geceler ismini vermek istemeyen izleyici, rüyalarımdaki ziyaretçi, gözümün ucuyla gördüğüm gölgeler
bir kez daha düşüncelerimle baş başayım ve ağırlıkları altında ezilip aklımı yitirmemek için onları buraya kusacağım
hayatımın monotonluğu zamanla hayatımdaki detayların (iyi ya da kötü) zihnimden silinip gitmesine sebep olduğu için iki senedir günlük tutuyorum. iyi de olsa kötü de olsa yaşananları yazıyorum. yazıyorum ki unutmayayım. unutmayayım ki bunlardan bir ders çıkarabileyim. kendimi değiştirebileyim. monotonluktan kurtulabileyim.
eskiden başıma gelen olumsuz şeylerden kaçardım. onlar olmamış gibi davranır günlüğüme de öyle yazardım. gördüğüm kötü rüyaları bile yazmazdım.
sonra bu kaçışlarım beni gerçek hayattan kopardı. beni tamamen hayal dünyasında yaşayan bir zavallıya dönüştürdü. bunun bana zarar verdiğini fark ettiğimde hayatımın en güzel zamanlarını çarçur etmiştim.
gerçi hayatımın en güzel zamanlarını "güzel" yaşayabilmek için elimden gelen hiçbir bir şey yoktu.
belki de o zamanları böyle yaşamam gerekiyordu. bilmiyorum. bunu hak etmiş olmak için ne yaptım onu da bilmiyorum. tek yaptığım hayatta kalmaya çalışmaktı.
neyse, sonra günlüğüme her şeyi olduğu gibi yazdım. günlüğüm olumsuzluklarla dolup taştı. sayfaları bunalımlar ve sinir krizleriyle ıslandı.
fakat tüm bu olumsuzlukların arasında sıkışıp kalmış güzel anılar da var. çok azlar. çok küçükler belki. ama onları o sayfaların arasında görmek beni gülümsetiyor. onlara sıkıca sarılıp değerini anlamama vesile oluyor.
sayfaların arasında gezinmek yaşadığımı hissettiriyor bana.
içinde bulunduğum durumu düzeltmek için elimden hiçbir şey gelmese de.
yaşadıklarım gerçek. kederim de. neşem de. umudum da. umutsuzluğum da. çaresizliğim de.
bunun kime ne faydası var?
kimseye.
ama umurumda mı?
hayır değil.
çok yaşayacağımı sanmıyorum. belki sandığımdan da erken gideceğim.
ama en azından yaşadığımın bilincinde olarak gideceğim. diğerleri gibi körü körüne yaşamayacağım. bir şeyleri sırf yapmış olmak için, yaşamış olmak için yapmadan, yaşamadan. beyinsizce seçimlerin sonuçları altında ezilmeden. öz benliğimle aramda kör edici bir perde olmadan. bir gözlemci olarak. bir gerçekçi olarak. bir teslim olmuş olarak.
Ne yaşadığını bilmiyorum o yüzden diyeceklerim belki senin için anlamsız olacak, yine de umarım az da olsa daha iyi hissetmeni sağlayacak bir şeyler söyleyebilirim. Biraz da bu konularda kendi düşüncelerimden de bahsetmiş olayım:
YanıtlaSilHayatın en güzel zamanlarından kastettiğin nedir? Pek çok kişi bunu derken gençliklerini kastederler ama bu yüzyılda insanlar o kadar uzun ve çeşitli hayatlar yaşıyorlar ki gençliğini en güzel zaman olarak nitelendirmek mantıklı gelmiyor. Herkesin en güzel zamanı farklıdır, ya da farklı zamanların kendine has güzellikleri de olabilir.
Ben kendimi bildim bileli günlük tutuyorum, tabii tutmadığım dönemler de oldu. En monoton dönemlerde en çok yazacak vaktim oluyor gibi, yine de ne hakkında yazarsan yaz kendindeki değişimi gözlemleyebilmiş oluyorsun, ilginç oluyor.
İçinde bulunduğun durumu tamamen düzeltemesen de daha çekilebilir bir duruma getirmek için elinden geleni ardına koyma derim. Hiç değilse denedim diyebilmek her zaman daha iyi oluyor. Belki de gerçekten de denemişsindir zaten ama aklına henüz gelmemiş olan ya da eskiden mümkün olmayıp şimdi olan çözümler de olabiliyor.
Yaşadıklarının herhangi bir faydası olması gerekiyor mu? Yaşamış olmak başlı başına anlamlı ve önemli değil mi?
Başkalarının bilinçsizliğine odaklanmak yorucu bir şey. Ben buna çözüm olarak düzgün ve zeki insanlarla dostluk kurmaya gayret gösteriyorum.
Umarım mümkün olabildiğince uzun, sana ait ve mutlu bir ömrün olur.
Düşüncelerin ve iyi dileklerin için teşekkür ederim.
Sil