2018/01/14

Oyun Tanıtım / Yorum: The Last Door 1-2

Merhaba millet!
Bir başka oyun tanıtımı ve yorumuyla buralardayım.
Son zamanlarda oynadığım ve defalarca oynamaktan kendimi alamadığım bir oyundu bu.
Şimdi yavaşça arkanıza yaslanın ve gözlerinizi kapatın.
Ve tamamen farklı bir yere adım atmaya hazırlanın:
Perdenin ötesine. 

Trailer





The Last Door, The Game Kitchen tarafından 2014 senesinde yayınlanmış 2 sezonluk bir psikolojik korku oyunu. 1800'lerde geçen teması ve Edgar Allan Poe, Howard Phillips Lovecraft gibi yazarlara atıfta bulunan olaylarlarıyla eşsiz bir piksel-macera oyunu. Oyun şimdilik Android ve PC'de oynanabiliyor. Orijinal dilinin İngilizce olmasına karşın Türkçe dil desteği de bulunmakta.


Hikaye
Sezon 1
Sene 1891. Jeremiah Devitt, eski dostu Anthony Beechworth'ten şifreli ve huzursuz edici bir mektup alır ve kendisini görmek için evine ziyarete gider. Fakat dostu Anthony, mektubu gönderdikten hemen sonrasında kendini asarak intihar eder. Devitt elindeki bu şaibeli mektubun arkasında yatan asıl anlamı bulmaya çalışırken yatılı okulda geçirdiği zamanları, o zamanlarda babasının Anthony'nin ellerine bıraktığı "Perdenin Ötesini Görme" üzerine kurulu deneyin detaylarını ve "perdenin ardındaki"ni nasıl serbest bıraktıklarını hatırlar. Devitt kafasında yatan soruların cevaplarını buldukça geri dönülemez bir yola girdiğinin farkına varacaktır.

Sezon 2
Bir süredir Devitt'in gördüğü kabuslardan dolayı kendisine terapi uygulayan Doktor John Wakefield, hastasının aniden ortadan kayboluşunun üzerine onu aramaya başlar. Tıpkı kendisi gibi bir psikiyatrist olan dostu Johan Kaufmann'ın da yardımlarıyla Devitt'in izlerini süren Wakefield, hastasının ortaya çıkardığı gerçeklerle yüzleşecek ve onu içine çekildiği kabustan kurtarmaya çalışacaktır.


Arkaplan Hikayesi
İnanılana göre bu hayat dışında süregelmekte olan bir başka boyut vardır. Bu boyut değişmez gerçeği, ilk dili ve yaradılışın sırrını içinde barındırmaktadır ve bir perde tarafından korunmaktadır. "Son Kapı" yahut "Son Eşik" denilen bu perde antik varlıklar tarafından kullanılmaktaydı.

Anthony Beechworth'ün babası "Son Kapı"dan geçmek için araştırmalar yapmış ve bunu gerçekleştirmek adına bir serum geliştirmiştir. Fakat araştırmasını tam anlamıyla bitiremeden vefat etmiş ve elindeki her şeyi oğlu Anthony'e bırakmıştır. Yatılı okula gittiği dönemde Anthony bu araştırmadan arkadaşlarına (Devitt, Hugo ve Alexandre) bahsetmiş ve birlikte bunu gerçekleştirmek için çalışmalar yapmışlardır. Saniyelerle bile olsa perdenin ardına geçebilen ve perdenin ardındaki müthiş yaratığı görebilen grup, bunu yaygınlaştırmak için bir topluluk kurar fakat yaptıklarının korkunç bir sonuca yol açacağının farkında değillerdir.

Başlarına gelen korkunç olaylardan sonra topluluk dağılır ve Devitt kısmen hafızasını kaybeder. Fakat anlamadığı halde perdenin ötesiyle ilgili kabuslar görmeye devam eder. Doktor Wakefield'a yaptığı ziyaretleri sırasında dostu Beechworth'ten bir mektup alan Devitt, çıktığı yolculukta anılarını hatırladıkça gördüğü kabusları da anlam kazanır.

Karakterler






 Jeremiah Devitt
Devitt zengin bir ailenin içine kapanık bir çocuğu. Genç yaşında annesinin ölümünün ardından babası onu yatılı bir Katolik okuluna gönderir ve Devitt'i tamamen terk eder. Orada Anthony, Alexandre ve Hugo'yla tanışır ve bir felsefe topluluğu kurup gizlice Son Kapı'ya ulaşma üzerine deneyler yaparlar.










Anthony Beechworth
Devitt'in yatılı okuldan dostu. Babası Son Kapı'ya ulaşmak için çalışmalar yapmaktaydı. Devitt'in yatılı okuldaki ilk ve en iyi dostu olmuştur.












Alexandre Du Pre
Devitt ve Beechworth'ün arkadaşı. Son Kapı'ya ulaşma deneylerinde aktif olarak bulunmuş ve sonunda aklını kaçırma derecesine gelmiştir.












John Wakefield
Devitt'in psikiyatristi. Kendisi hakkında fazla bilgi bulunmamasına karşın oyun içinde anlaşılan kadarıyla Wakefield'ın da karmaşık bir geçmişi olduğu bilgisi çıkarılabilir.













Johan Kaufmann
Wakefield'ın en yakın dostu ve kendisi gibi bir psikiyatrist.









Oynanış
Oyun point & click mantığıyla işliyor. Yani karakteri oyun içindeki ögelerle etkileşime girerek hareket ettiriyor ve stoğunza aldığınız eşyaları olması gereken yerlerde kullanarak hikayenin ilerlemesine olanak sağlıyorsunuz.


Grafikler
Oyun müthiş bir pixel şölen. Oyunun basit bir pixel oyundan fazlası olduğunu zaten açılışta da açıkça görebiliyorsunuz.

Ses ve Müzik
Carlos Viola tarafından yapılan klasik müzik tarzında soundtrack koleksiyonu oyuna derinlik katmasının yanı sıra müthiş bir uyum sağlıyor. Oyunun müzikleri oyunu oynadıktan sonra da defalarca dinlenilebilecek kadar güzel. Bunun dışında oyunun karakter ses desteği yok. Yalnızca oyunun bazı yerlerinde homurdanıp öksüren karakterlere ve "Nevermore!" deyip Edgar Allan Poe'ya selam gönderen kargaya denk gelmeniz mümkün.


Olası Sonlar
Oyun 2 sezon ve her sezonda 4 tane bölüm var. İlk oyunda tek bir son olmasına karşın ikinci sezonda iki sona çıkabiliyorsunuz.

Kişisel Düşünceler
Poe ve Lovecraft'ın hikayelerinin birer aşığı olarak bu oyuna bayıldım. Oyundaki gotik hava, yazarların hikayelerine gönderme yapan karga, kedi ve ağaç motifleri, karakterlerin olaylara olan soğuk kanlılıkları ve her korku oyununda olduğu gibi aptalca düşüncelere kapılmamaları (Centilmen beyler zeki adımlar atarak ilerler~) oynarken beni acayip etkiledi. Bir de, bunu söylemeden geçemeyeceğim, hiçbir karakterin yüzü olmamasına rağmen yaptıkları hareketler ve söyledikleriyle kendilerini sevdirmesine bayılıyorum. Aynı durum bir önceki oyun yazımda da geçerli olan bir şeydi. Yani bu demek oluyor ki her oyunun mükemmel görselleri ve karakter tasarımları olmasına gerek yok.
Bunun dışında oyunun müzikleri bir ha-ri-ka. Sadece bu kadar söyleyeceğim. Dinleyip kendiniz görün.
Son olarak oyunun sekiz bölümle sınırlı kalmasına gerçekten üzüldüm. O kadar sürükleyici ki daha fazla olsun istiyorsunuz. Ama ikinci sezonun sonuna gelindiğinde daha fazla uzayamayacağını fark ediyorsunuz.
The Game Kitchen'dan bu tatta başka oyunlar bekliyoruz!

Yazımı sonlandırırken hepinize okuduğunuz için teşekkür ederim. Oynadıysanız oyun hakkındaki düşüncelerinizi, yazıyı okuduktan sonra oynamaya karar verdiyseniz fikirlerinizi ve sorularını yorum kutumda görmekten mutluluk duyarım. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere!

Videte ne quis sciat.

2018/01/05

Oyun Tanıtım / Yorum: Oxenfree

Başlamadan Önce...
Merhaba millet!
7/24 saçmalayan blog yazarınız yazıyor.
Geri dönüşümü taçlandırmak adına çıktığından beri sıkılmadan oynadığım ve hikayesine bayıldığım bir oyun hakkında tanıtıcı, küçük bir gönderi hazırladım. İyi okumalar!


Oxenfree, Night School Studio tarafından yapılmış bir doğaüstü/psikolojik korku/macera oyunu. Oyun Ocak 2016'da çıktı ve şu an Android dahil çeşitli platformlarda oynanılabiliyor.

Tanıtım Videosu 

 



Hikaye
Bir grup genç, yıllık eğlencelerini yapmak adına bir akşam anılarının yuvası olan Edwards Island'da toplaşmaya karar verirler. Fakat çoktan terk edilmiş eski bir askeri merkez olan Edwards Island'da yapacakları bu küçük eğlence hayatlarını alt üst edecek korkunç bir kabusa dönüşecektir.

Hikayenin baş karakteri Alex, abisini kaybetmiş bir genç kızdır. Bu nostaljik buluşmaya yeni tanıştığı üvey abisiyle gider ve en iyi arkadaşının bahsettiği "radyoyu kullanıp olmayan sinyalleri yakalama" eğlencesini denemek için yanında küçük bir radyo getirir. Fakat yakaladığı "hayalet" sinyaller Edwards Island'ın karanlık geçmişine bir portal açıp bütün arkadaşlarını içine sürükler.

Alex adanın "asıl" sakinleriyle radyo sinyalleri aracılığıyla iletişime geçecek ve adanın geçmişindeki ürkütücü bilmeceyi çözüp kendilerini "tekrar eden" kabustan kurtarmaya çalışacaktır.



Oynanış
Oxenfree macera kitaplarından esinlenilerek yapılmış, sonu oyuncunun verdiği seçimlere göre değişen bir oyun. Oyuncu oyun içinde tamamen serbest (bazı ana olaylar dışında) ve Alex'in karakterini isteğine göre şekillendirebilir. Bu da hikayenin gidişatını etkileyen en önemli faktörlerden biri.



Karakterler



Alex
Alexandra, kısaca Alex, 17 yaşında bir genç kız. Abisi Michael'ı talihsiz bir kaza sonucu kaybettikten sonra Jonas'ı hayatına üvey abisi olarak kabul eder. Kişiliği ve oyun içinde diğer karakterlerle olan ilişkisi oyuncunun seçeneklerine göre değişir.






Jonas
Alex'in üvey abisi. Geçmişinde ailesiyle ilgili sorunlar yaşayıp sinirini kontrol edemeyişinden dolayı başına bela açmış olduğunu söylese de Alex'e karşı oldukça anlayışlı davranmasının yanı sıra Alex'in arkadaşları tarafından "havalı şapkası olan havalı çocuk" olarak isimlendirilir.






Ren
Reginald, kısaca Ren, Alex'in çocukluk arkadaşı ve aynı zamanda da en iyi arkadaşı. Edebiyat aşığı. En ufak bir şeyde heyecanlanan, aklı havada, komik bir genç adam. Alex'e radyo frekanslarını yakalama fikrini anlatıp radyo getirmesini isteyen kişi. Nona'dan hoşlanıyor.








Nona
Çekingen, narin bir kız. Hikaye içinde ölen büyük babası ve okulu sürekli astığı bilgisi hariç hakkında pek bilgi yok. Clarissa'nın en yakın arkadaşı.










Clarissa
Michael'ın kız arkadaşı. Okulun başarılı, popüler ve küstah kızlarından. Ölümünden Alex'i sorumlu tuttuğu için hikayenin kötü karakteri sayılabilir.









Michael
Alex'in ölen abisi. Kardeşini çok sevdiği için onu her durumda öncelikte tutar. Hatta Alex'i o kadar çok seviyor ki o istemezse Clarissa'dan ayrılmaya bile hazır.







Oyun Görselleri / Karakter Tasarımları
Oyun içindeki mekanların tasarımları oyuncuyu sanki resimli bir hikaye kitabının içindeymiş gibi hissettirmek için tasarlanmış. Karakterler kimi zaman gizemli orman tasfirinin içinde kayboluyor ve mekanla mükemmel bir bütün oluşturuyor. Fakat her ne kadar oyun içindeki haritalar birer resim gibi görünse de olması gereken yerde olmayan, "ilgi uyandıran" ögeleri oyun içinde kolaylıkla saptayabilmek mümkün.


Bunun yanında, oyunun içinde aniden çıkan "ada sakinleri"yle onların sebep olduğu video kaset efekti oyuna ürkütücü ve bir nevi nostaljik bir hava katıyor.

Karakter tasarımları ise mekan tasarımlarının aksine daha basit ve sevimli. Oyun içinde karakterleri yakından göremiyor olsanız bile yaptıkları hareketler ve bölüm sonlarında çekilen fotoğraflar her bir karaktere bağlanmanıza yetiyor.


Seslendirme ve Müzik
Oyun en başında resimli hikayeden esinlenilerek yazıldığı için karakterlerin diyalogları altyazı şeklinde konulmak istenmiş. Fakat sonradan oyunu sıkıcı hale getirdiği düşünüldüğü için üzerine seslendirme yapılmış ve karakterler tamamen farklı ruhlara bürünüp oyunun canlanmasını sağlamış. Screenshotları anlamlı kılmak ve diyalogları daha iyi anlamak için altyazı seçeneği hala mevut tabi. Oxenfree başarılı bir seslendirme kadrosuna sahip. Bunun yanı sıra scntfc tarafından yapılmış müzikleri de bir o kadar mükemmel. Kimi parçaların içinde oyunun içinde geçen olaylara ithafen mors koduyla gizlenmiş mesajların ne demek istediğini anlamak için dikkatle dinlemelisiniz.


Olası Sonlar
Yapılan seçimlere göre biri kötü olmak üzere 5 sona çıkılabilir. Bunun nedeni Alex'in yapılan seçimlere göre hikayenin gidişatını değiştirmesi ve hikayenin içindeki "döngü" kavramı. Oyun sürekli bir döngü içinde olduğu için oyunu en az iki kere oynamış olmanız gerekiyor.


Oyun Hakkındaki Düşüncelerim
Oxenfree'ye ilk çıktığında tesadüfen denk gelmiş ve aldıktan sonra saatlerce hipnotize olmuş gibi oynamıştım. Korku, gerilim ögeleri olduğu için başladığım oyun sadece o ögeler değil de her şeyiyle bana kendini sevdirdi. Alex'in zekice cevapları, Ren'in patavassızlıkları, Nona'nın sevimliliği, Jonas'ın "havalı" havalılığı (yazar burada beceriksizce karaktere olan hayranlığını dile getiriyor) ve Clarissa.

Clarissa. (iç geçirir)

Oyunun mükemmel bir senaryosu var. Oynarken ürküyorsunuz ve neler olacağı hakkında en ufak bir fikriniz olmadan Edwards adasının içinde kayboluyorsunuz. Ve oyun bittiğinde herkesi özlediğinizi ve yeniden adaya dönmek istediğinizi fark ediyorsunuz. Ve oyun bu hakkı size veriyor.  (Hayır gerçekten. Oyunu ikinci kez oynayanlar bu cümlenin asıl anlamını bilecekler.)

Oyunun içindeki bir çok öge oldukça nostaljik. Radyolar, video kaset efektleri, kaset çalarlar, yapılan espriler ve daha bir çok şey. Beni oyuna çeken en büyük şeylerden biriydi bu.

Ve adanın "sevimli" hayalet sakinleri. Oldukça ürkütücüler. Oldukça.
Sadece saklambaç oynamak istiyorlar! Kimsenin olmadığı koca bir adada...
Ve siz ebesiniz.

"Sit. Still. Bear. Fruit.
Tag. You. It."

Korku, gerilim ve doğaüstü türde oyun meraklılarının kesinlikle seveceği, fazla uzun olmayan fakat zengin bir hikayeye sahip bir oyun Oxenfree.
Meraklılarına kesinlikle tavsiye ederim!
Yazımı okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Eğer oyunu oynadıysanız yahut bu yazıdan sonra oynamaya karar verdiyseniz yorumlarınızı kesinlikle bekliyorum.

Olly Olly Oxenfree!
Görüşmek üzere!

Yazıda Kullanılan Kaynaklar: 
Oxenfree Game Documentaries
Tasarım: Zuri