2018/05/13

mim: mim davetiyem

İyi akşamlar çöplüğün değerli okurları.
Yapacak bir şeyim olmadığı için Roromiya adlı şeker bloggerın seçmiş olduğu mimi yapmaya karar verdim. Kendisini okurken de epey eğlendim. Buradan Roromiya'ya teşekkür ederim.

Mim üç sorudan oluşmakta. Her ne kadar kendimle ilgili sorulara cevap vermekte zorlansam da elimden geleni yapacağım! (「• ω •)「

Mimi yapmamış olanlar kendilerini mimlenmiş sayabilir. Cevaplarınızı okumaktan büyük zevk alırım!

Soru 1: Sihirli bir değneğin olsa hayatında hangi anı değiştirmek isterdin?
Dünyaya geldiğim anı.
Tabi ki de böyle bir cevap vereceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Haha.
Bunu söyleyince aklıma Akutagawa Ryuunosuke'nin "Kappa"sında doğmadan önce bu hayata gelmeyi isteyip istemediğini sordukları minik Kappa geldi.

Sorunun cevabına dönecek olursak, hayatımda değiştirmek istediğim sadece bir "an"ım yok. Değiştirmek istediğim aylarım hatta senelerim var. Utanç içinde kıvrılıp ağlamama sebep olan her anı değiştirmek istiyorum. Bunların hiçbiri bana tecrübe kazandırmadı. Aksine beni içine kapanık, aptal bir kişilik haline getirdi.

Soru 2: Küçükken büyüyünce ne olmak isterdin, neden? Şuan mesleğin ne?
Doğrusunu isterseniz küçükken kafamda meslek olgusu denen bir şey yoktu. Herkesin sevdiği şeyleri yaptığını ve bu şekilde yaşamını sürdürdüğünü sanıyordum. Ne kadar masummuşum.
Küçükken yapmayı en çok sevdiğim şey resim çizmek ve kitap okumaktı. O zamandan bu zamana pek bir şey değişmedi ama yakın gelecekte bunları yaparak hayatımı sürdürebileceğimi hiç sanmıyorum.

Soru 3: Burçlara inanır mısın? Burcunun özelliklerini taşıyor musun?
Burçlara ve burçların uyumuna inanıyorum. Çünkü ne zaman bir insana yakınlık duyar gibi olsam o kişiyle burçlarımızın uyumlu olduğunu fark ediyorum.
Fakat ne yazık ki burcumun özelliklerini taşımıyorum. Hiçbir zaman iyi bir lider olmadım, hiçbir zaman sporla ilgilenmedim, güçlü değilim...
Kırmızının en sevdiğim renk olduğunu kabul ediyorum.

Benden bu kadar! Çok kısaydı değil mi?
Görürseniz lütfen siz de yapın! Benim de haberim olsun ama (=`ω´=)

Görüşmek üzere!

2018/05/05

nopperabo

Herkese merhaba.
Saçmalıklarımı etrafa kusarak benimle çok konuşmamış olsa dahi iyi biri olduğumu düşünen insanları kendimden daha da uzaklaştırmamak için buraya geldim. Sonuçta, burası parça parça yok oluşumu kaydeden boş bir sayfadan başka bir şey değil. Yok oluşuma şahit olan tek varlık bu sayfa olacak.

Şanslıysanız siz de görebilirsiniz!
Lütfen takipte kalın!

Bu sayfayı okuyan talihsiz dostlarım,
Nasılsınız? Umarım hayallerinize ve hedeflerinize çıkan yolda kesin adımlarla ilerliyorsunuzdur. Belki hayallerinize çoktan ulaşmış, istediğiniz gibi bir hayat sürüyorsunuzdur. Öyleyse sizi tebrik ederim.
En iyi dileklerim sizinle.

Bu akşam buraya ne kadar uğraşırsam uğraşayım kendimi nasıl sevemiyor oluşumdan bahsetmeye geldim. Kendini sevememe durumu küçüklükte gelişmiş bir durum ve önüne geçilemediğinden alışkanlık haline getirilmiş ve zamanla hastanın ayrılmaz bir parçası olmuş bir durum. Kusurlu doğan insanlarda fazlaca görülen ve özgüven eksikliğine neden olan bir durum. Bir de bu duruma güven beslenilen insanlardan gelen sözlü tacizler de eklenirse tadından yenmeyecek bir durum!

Zamanla bu durum, tüm insanlardan aynı türde bir tacize uğrayacağı korkusuyla hastayı sarar ve içe kapanıklık, kendini toplumdan soyutlama durumlarına yol açar. Sosyal etkileşim sırasında kişinin davranışlarında anormallikler görülür. Kimseye güvenemediğinden yakın arkadaşlıklar da kuramaz.

Eğer elime kalem, silgi tutuşturulsa ve kendi yüzümü çizme ayrıcalığı tanınsa suratımın olacağı yeri boş bırakırdım. Bana en yakışan yüz bu olurdu.

Her daim ışık saçan insanlara hayranım! Böyle insanlar kimi zaman hayatıma köşesinden kenarından girmeyi başarıyorlar ve onların ışığıyla gözlerimi kör ederken daha mutlu bir hayatım varmış izlenimine kapılıp bir süreliğine dertlerimi unutabiliyorum.
Bir süre daha seni takip etmeye devam edeceğim. Bencilce bir sebep için de olsa.
Senin için değişen bir şey olmayacak elbette. Varlığımın farkında bile olmaksızın küçük oyun parkında oynamaya devam edeceksin.

Sizin de imrendiğiniz birileri varmı? Size ilham kaynağı olan insanlar? Kitaplar? Kediler?
Lütfen yorum kutusunda bahsetmeyi ihmal etmeyin! Bunlar hakkında fikirlerinizi öğrenmek ve muhabbet etmek benim için büyük bir zevk olacaktır.

Görüşmek üzere!

2018/05/01

balık

Herkese merhaba!
Bu yazıyı yazabilmek için kısa aralıklarla uzun uzun çıldırıp, defalarca silip yeniden yazmak zorunda kalsam da sonunda aylar sonra bir yazı yayınlayabildim!
Merhaba uzun zamandır buralarda olan blogger dostlarım! Merhaba bu sayfaya denk gelen hiçbir şeyden habersiz internet kuşları!
Güzel dileklerim hepinizle olsun. Umarım dilediğiniz gibi yaşıyor ve hayatın tadını çıkarıyorsunuzdur.
Durumumdan ve son zamanlarda neler yaptığımdan bahsetmeden önce küçük bir zaman yolculuğu yapıp blogumu ilk açtığım zamanla ilgili konuşmak istiyorum. Sene 2012'ydi ve ben üniversite sınavına hazırlanan zavallı, sümüklü bir ergendim. Japonya'ya gitmek gibi, en sevdiğim animenin de etkisiyle (Shuu seneler önce bir ezikti ama üzülmeyin, o zamandan bu zamana değişen pek bir şey yok.) Ikebukuro'da kaybolmak gibi hayallerim vardı. Hayal kuruyordum, evet bu güzel bir şeydi, lakin bir temele oturtulmamış hayaller bir düşünceden, bir hevesten öteye geçemez, zamanla patlardı. Patlarken de can yakardı.
Ortalamanın altında, zar zor geçinen bir ailenin büyük kızı olarak bu hayalleri gerçekleştireceğimi düşünmek bir balığın uzaya çıkma hayalleri kurması gibi bir şeydi. Japonya'yı gitmeyi bırakın yaşadığım ülkede memleketim dışında başka şehre seyahat edemeyen ben, içine tıkılı kaldığım bu dört duvar arasında kurduğum hayallerden vazgeçmeyerek bunları adeta taparcasına defalarca ama defalarca bu sayfalara yazıyordum.
Sonradan sudan çıksa bile nefes alamayacağını fark eden bu balık yavaş yavaş gücünü yitirmeye ve hayallerini kaybetmeye başladı. Bu sayfa bunları sürekli kaydetti.
Ve hala buradayım. Kimi zaman hala o hayallerden bahsetmeye devam ediyorum ve bu sayfa benim umutsuzluklarımın, içimde küçük bir kıvılcım olarak da kalsa umudumla çatışmasını kaydediyor.
Senelerdir 2012 yılında olduğum yerden fazla uzakta olamamam bana tarif edilemez bir can sıkıntısı veriyor. Ama bir çözüm buldum!
Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirip insanlara her şeyin yolunda olduğu ilüzyonunu göstermekte ve tıpkı onlar gibi bu ilüzyona inanmada kendimi geliştirdim. İleride daha da iyi olacağıma inanıyorum.
Durumumdan bahsedecek olursak iyiyim! İstediğim bölümde okuyorum ve durmaksızın çalışıyorum. Bu çalışmalarımda mutsuzluğa düşmemem için Bay Poe bana yardımcı oluyor. Boş kalan zamanlarımda bol bol onunla vakit geçiriyorum.Son zamanlarda başka ne yaptığımı soracak olursanız... hiçbir şey. Gerçekten hiçbir şey yapmıyorum. Ve böyle oldukça mutluyum. Geleceğe dair planlarım var. Japonya'ya gitmek istiyorum. Orada yaşamak istiyorum. Bunun için elimden geleni yapacağım!
Şimdilik bu kadar. Yorum kutusunda bana hayallerinizden ve gelecek planlarınızdan bahsetmeyi unutmayın. Hayaller üzerine konuşmak kadar hoş bir muhabbet konusu olamaz. Bakarsınız belki ortak noktalarımız çıkar
Görüşmek üzere!


Tasarım: Zuri