2016/08/28

Biraz Kişisel: Catch me if you can~♪

"q21
3+3"e"w1x 32"

-Dudu/Ağustos 2016

Aslında bu yazıya kedimin yazdığı bu sanatsal ve çok özel kodlamalardan oluşan şiirle başlamayı düşünmüyordum ancak böyle bir şey olmasaydı yazıya başlayamayacaktım belki de.

Her ne kadar yukarıdaki e s t e t i k şiirin karmaşık bir yapısı varmış gibi görünse de oluşum şekli elimdeki kolayı yemek zannedip, ki her şeyi yemek zanneder, üzerime atlamasıyladır. "Açım.", "Bana yemek ver seni koca popo." ya da "Aha. İnsan süprüntüsü bana bir şey getirdi." şeklinde yorumlanabillir bu iki dize. Neyse ki bu şiddetli dizelerden ne klavyem ne de kolam zarar gördü.

Çok mutluyum. Bu mutluluğu anlayamazsınız.


Şaşırtıcıdır ki şu sıralar beni mutlu eden birden fazla şey var. Ve hiç şaşırtıcı değildir ki çoğunu ben kendi kendime yaptım. Çünkü insanlar bencil. Çünkü insanlar düşüncesiz.
Siz üzerinize alınmayın. Sizden bahsetseydim bunu okumuyor olurdunuz ve arkanızdan konuşulduğundan haberiniz olmazdı.

Aslında buraya yazmayı hiç istemedim. Çünkü şu sıralar özellikle bu konuda büyük bir kuraklık yaşıyorum. Bu kuraklığın sebebinin bir süredir içime kapanmam olduğunun farkındayım ancak tek sebep bu değil elbette. Bu bir sürenin içinde geçirdiğim monoton günler, bitmek bilmeyen hastalıklar ve uykusuz geçen gecelerin içinde yine de umutla iyi günlerin geleceğini bekleyen can çekişmekte olan bir ruh var.

Okuyan da ailem şiddetli geçimsizlik yaşıyor da aile içindeki en büyük kardeş olarak sorumluluklarının altında eziliyorum sanacak.

 Beni mutlu eden şeylerden biri çevirilerim!

Bunalıma girdiğim süre içinde çeviriyi bırakmayı çok düşündüm. Çünkü zamanında yetiştiremeyip mahçup olduğum kimseler oldu. Nefret ettiğim şeylerden biridir birilerine borçlu çıkmak. Bu yüzden bırakmayı istedim. Ama bırakamadım. Beni mutlu eden şeylerden biriydi çünkü. Daha fazla batmak istemiyordum.

Ve bir başkası da oyunlar.

Kendim gibi hissetmediğim her boyutta yaşayabilirim. Ve bunun hayalini kurmak hoşuma gidiyor. Bu yüzden oyunları seviyorum. Hayatımda önemli bir yer kaplıyorlar. Gün gelsin ve bana bu hayatımı bırakıp istediğim gibi bir hayatta devam edebileceğimi söylesinler. Geçende ona benzer bir film izlemiştim, neydi adı...Identicals? Ama filmde sana ihtiyacın olan hayatı veriyorlardı istediğin hayatı değil.

Pfft.

Çok gevezelik ettim. Amacım da buydu. Yazmaya yeniden geri dönmem lazım.
Buna gerçekten ihtiyacım var.
Sanki mutlu değilmişim gibi görünüyorum.
Belki de istediklerimi değil ihtiyacım olanları aldığım içindir.

Bu yazılanları umarım hızlıca geçmişsinizdir. Asıl önemli kısım burada. Dinleyin. Severseniz haberim olsun. Zaman yolculuğu yapmayı nasıl sevdiğimi bilirsiniz.

2 yorum:

  1. I think that you know what to do, girl
    Im sure that you know what to do
    Youre lost little girl The Doors

    Shuu çok hoştu bu yazında "daha çok daha çok" okumak isterdim derken buluyorum kendimi
    yazının sonun da..

    Şarkı da şahaneydi ^^ mou ikkai

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. The Doors'la vurdu beni. Nasıl da güzel şarkı ama <3
      Beğenmene sevindim bu arada :3 Bu şarkıların çaldığı zamanlarda yaşamak için nelerimi vermezdim.

      Sil

Tasarım: Zuri