2025/07/31

"veda etmek"

bu sene birçok şeye veda ettim.

veda etmek benim gibi ani değişiklikleri sevmeyen birisi için çok zor. rahatsız edici. tatsız.

en azından ilk başlarda öyle.

sonra fark ettim ki, veda etmek insanın ruhunu hafifletip zihnini bulandıran düşüncelerden arındırıyormuş. 

doğru olmayan şeyleri gör diye ayna tutuyor. uzaklaştıkça manzara daha net hale geliyor.

veda etmekten korkmamak lazım.

ilk büyük vedamı iki sene önce doğum günümde ettim. uzun bir süre bunun bir kaçış olduğunu düşündüm ve rahatsızlık duydum. sonra bu kararı vermeden önce ne kadar mutsuz olduğumu hatırladım. mutsuzlukların, hatırı sayılır mutlulukları ve güzel anıları nasıl karaladığını hatırladım. insanlar aynı kalmıyor. karşındaki insan değişiyor. sen de değişiyorsun. bu normal. dostluk hiçbir zaman yükümlülüğe dönüşmemeli. yollar ayrılsa da iyi hatırlanmalı. ama bunun için biraz geç oldu.

yine de bu seçimimden dolayı pişman değilim.

ne kadar güçlü olduğumu görmemi sağladı.

bir şeylerden vazgeçmenin dünyanın sonu olmadığını görmemi sağladı.


bu sene işime veda ettim. beni sömürdüklerinin farkındaydım. ama hissettiğim çaresizlik beni o sınıfa çivilemişti. sonra çaresizliği bir kenara bırakıp bir adım attım. sonra bir adım daha. birkaç tatsız tartışma. sonrasında bitti. iyi hissettirdi. değersiz ve yetersiz hissetmemin kaynağı ortadan kalktı. bulacağım bir sonraki iş bundan farklı mı olacak? muhtemelen hayır. ama en azından artık aç gözlü patronların aslı astarı olmayan tehditleri karşısında kendimi savunabileceğim.


bu sene yüreğimdeki en mutlu ve aynı zamanda en iç parçalayıcı anıların baş karakterine veda ettim. üzerinden seneler geçmiş olmasına rağmen bu dünyadan temelli gittiğini bir türlü kabullenememişim. bu kabullenemeyiş içimde büyümüş, büyümüş ve taşıyamayacak hale gelmişim. bir akşam çatalımla tabağımdaki karpuz dilimini dişlerken bunu fark ettim. onu çok özlüyordum ama sesini duymaya, fotoğraflarda yüzünü görmeye dayanamıyordum. 

o akşam bir rüya gördüm. onu görmek uzun zamandan sonra o kadar iyi hissettirmişti ki. yıldönümünden tam bir hafta önceydi.

sonra bir karar verdim. onu görüp duyamamak, yokluğunu kabullenemediğim için bu düşünceden kaçmaya çalışmaktan daha katlanılmazdı. bu yüzden onun güzel şarkılarını dinlemeye başladım. içimden geldiği kadar ağladım. ağlamaktan yorgun düşene kadar, düşünme yetimi kaybedene kadar ağladım. ve yokluğunu kabullendim. on üç sene sonra ilk defa.

ona veda ettim. anılarını ise sıkıca kucakladım.

o günden beri sesini hep duyuyorum. resimlerine bakıyorum. bir zamanlar içimde uyandırdığı duyguları hatırlıyorum. onu hatırlamak ve onu tanıyan herkese hatırlatmak için bir şeyler yapıyorum. onu unutmayacağım. unutturmayacağım. 


son olarak hayallerime veda ettim. hayata gerçekçi bir mercekten bakmam gerektiğini, bu doğrultuda bu hayallerin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını kabullendim. beklentilerimi düşürdüm. senelerce olsun diye çabalarken kendimi yaraladığım hayallerim artık zaman zaman bahsedip güldüğüm zararsız anılar. 


artık daha fazla incinmeye dayanamıyorum. 

bu yüzden bana ağır gelen her şeye veda ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tasarım: Zuri