2021/01/15

yeni yıl sana ne getirdi

merhaba yankı yapan duvarlar, çürümüş toprak, uykumda alayla gülen kişi,

hala neden yaşadığımı sorgular halde hayatıma sürünerek devam ettiğimi buraya rapor etmeye geldim. her sene olduğu gibi bu sene de şaşırtmayıp iyi dileklerin içine sıçar nitelikte beni felaketlerin içine daldırıp çıkarmaya başladı. geçen senelerden tek farkı ise bu sefer nefes almama müsaade etmemesi. yaratıcı benim dünyaya geliş amacımı veri tabanında 'insan stres topu' olarak geçmiş olmalı diye sanıyorum ki ne zaman şımarık, hiçbir derdi olmayan kulları dünya simülasyonunda bir bokluk çıkaracak olsa hıncını benden çıkarıyor. al bakalım insan! al! bunu da sırtlan! yeter mi? asla! bunu da al! neden ağlıyorsun!? şükretsene! daha kötüleri var! şükret! neden isyan ediyorsun?! her şey yolunda! aç mısın? hayır! açıkta mısın? hayır! o zaman kes sesini! 

sabret zavallı kul. tanrı sabredenlerin yanındadır.
bir gün seni de sorgusuz sualsiz yanıma aldığımda yaşadığın o anlamsız hayatın hiçbir esamesi kalmayacak.
niye mi yaşadın o zaman? eh. dünya simülasyonunun senin gibi trajik tiplere ihtiyacı var ki şımarık kullarım senden feyzalabilsin.


şimdi gelelim günah çıkarma faslına.

2015 senesinden bu yana bakıp büyüttüğüm özürlü kedim artık benimle değil. çocuğumla ilgili blogumda şöyle kırık dökük bir yazı yazmışım zamanında, o yazıyı da tıpkı bunu yazarken olduğu gibi salya sümük yazmış, ölürse bununla nasıl başa çıkacağımı düşünüp ona hiç olmadığı kadar sıkı sarılmıştım. şimdi ne kadar istesem de ona sarılamıyorum ve onun yokluğunu yalnızca evin her köşesinde değil ruhumun her zerresinde hissediyorum. hayatımdaki en parlak, en özel renk söndü ve ben bunu asla atlatamayacağım. bu boktan hayatta beni mutlu eden sayılı şeylerden biriydi. ne zaman mutsuz olsam şapşallıklarıyla beni güldürür, yaramazlıklarıyla derdimi unutturur, o koca gözleriyle içimde sönmüş olan bazı sıcacık duyguları uyandırırdı. oğlumu özlüyorum. can dostumu özlüyorum.


her sene olduğu gibi bu sene de ailenin üzerinden hastalıklar eksik olmuyor. sanırım tanrı yakın zamanda dünyaya vereceği felaketlerin demosunu üzerimizde yapıyor. bundan bıktım. sürekli olarak tam bir tedavisi olmayan hastalıkları hafifletmeye çalışmaktan bıktım. annemi hastane kapılarından sinirli ve üzgün bir şekilde çıkarken görmekten bıktım. mutfak masasının üzerinde dağ gibi biriken ilaçları görmekten bıktım. tam birini düzeltmişken bir başka hastalığın baş göstermesinden bıktım. annemi mutsuz görmekten bıktım.

Yâ eyyuhe-lleżîne âmenû-ste’înû bi-ssabri ve-ssalât innallâhe me’a-ssâbirîn!

uykusuzum, keyifsizim, işe yaramazın tekiyim, hiçbir şey olması gerektiği gibi gitmiyor, en ufak, sadece en ufak bir şey bile olması gerekenin tersi yönünde gidiyor ve bunu düzeltmek için gücüm yok. etrafımdaki insanlar bana inat güzel hayatlarını tüm şaşasıyla sergilerken kendi bok kuyusu hayatıma bakıp ağlamaktan başka hiçbir şey yapamıyorum. daha ne kadar böyle gidecek bilmiyorum. aç gözlü biri değilim, evler, arabalar, yatlar, katlar, saraylar istemiyorum. annemin hastalıklarından kurtulmasını istiyorum, işlerin yoluna girmesini istiyorum, bir sabah tamamen uykumu almış halde, kötü düşüncelerden uzak, keyifle gerinerek uyanmak, neşe içinde kahvaltı etmek ve koyduğum hedefler üzerinde çalışmak istiyorum sadece. çözümü olmayan dertler, bitmek bilmeyen kabuslar istemiyorum. anlattığımda karşılık olarak 'elimden ne gelir ki' karşılığını aldığım dertler istemiyorum artık. sadece huzur istiyorum. sadece biraz huzur. sanırım çok şey istiyorum.

sabret zavallı kul
çok yakında düşünmene bile gerek kalmayacak bir yerde olacaksın
böcekler etlerini parçalarken soğuk toprağın altında kemiklerin sızlayacak
işlediğin günahlar için azap çekerken dünya üzerinde çektiklerin yanına kar kalacak
ama olsun 
dünyadakilerin bir örneğe ihtiyacı var
ve sen iyi bir örneksin, ah nasıl da iyi bir örneksin
sırf daha ne kadar delirebileceğini görmek için bir süre daha hayatta kalacaksın
bedenin el verdiği kadar hayatta kalacaksın
herkes hayatının bir noktasında senin ismini anacak
diyecekler ki
iyi ki onun gibi değiliz, şükredelim

No temptation has overtaken you that is not common to man. God is faithful, and he will not let you be tempted beyond your ability, but with the temptation he will also provide the way of escape, that you may be able to endure it!

ne diyordum

yeni yıl bana süslü paketli bir bok çuvalı getirdi! içinde bol bol pislik var. bol bol acı ve hastalık var! iğrenç şeyler var! 

hepsini sevgiyle kucaklıyor ve sabrediyorum.

2 yorum:

  1. inşallah bu günler de geçecek, mutlu bir sabaha uyanacaksın. bana yazmaktan çekinme lütfen (beni adımdan tanıdığını umuyorum ^^), tek başına atlatmak bazen zor olabiliyor.

    YanıtlaSil

Tasarım: Zuri