Herkese iyi geceler! ヽ(*・ω・)ノ
Bir başka sıkıcı akşam, bir başka sıkıcı gönderi.
Hala buralara uğrayıp sayfadaki bunaltıcı müziklerden ve düşüncelerden etkilenmiyor ve intihar eğilimlerine kapılmıyorsanız güçlü yapınızdan dolayı sizi tebrik etmek isterim!
Son birkaç gündür diğer günlere oranla biraz daha doğru dürüst günler geçirdiğimi söylemek istiyorum. Hala yaz tatili için hazırladığım planları hayata geçirebilmiş değilim ancak içine düştüğüm bu boşluk çukuru kendim ve ne yapmak istediğimle ilgili bir takım düşüncelere itti beni.
Sonuç olarak bu sonu gelmeyen düşünceler sürüsü hiçbir karara varamamamla yok olup gitti. Her zamanki gibi hastalıklı bilinçaltım beni şaşırtmadı.
Bu akşamki can sıkıcı konumdan bahsetmeden önce sahneye konudan alakasız gifimi davet etmek istiyorum.
☆ミ(o*・ω・)ノ
Bu akşam konuşmak istediğim konu insanlara karşı hissettiğim değişken 'güven' duygusu. Oldukça can sıkıcı bir konu fakat kısa tutacağım.
İnsanlara olan güvenim oldukça küçük yaşta çok yakınım olan biri tarafından küçük düşürülmemden sonra kademe kademe azaldı ve yaldızlı harflerle "kimseye güvenme" başlığının çakılı olduğu seviyeye indi. Yaşadığım o travmatik olayın sadece insanlara olan güvenimi değil insanlarla olan ilişkilerimi de zedelediğini düşünüyorum. Üzerinde biraz daha düşünecek olursam kişiliğime bulaşmış olan tüm sorunlu parçaları bu olaya bağlayabilirmişim gibi hissediyorum. Bu konu hakkında daha derine inmeyeceğim.
İnsanlara güvenmeyi seçtiğim o nadir anlarda çoğunun beni kullanmaya çalıştığını ve akıllarındaki yansımamın "acınası" ve "kolay kandırılabilir" olduğunu görmemle kimseye güvenmeme seçimimin yerinde olduğunu anladım. Bunun beni etrafımdaki insanlara karşı soğuk ve yaklaşılamaz göstereceğinin farkındaydım ancak bana başka seçenek bırakmıyorlardı.
Güven de tıpkı beklentiler gibi büyük bir kumardır. İnsanı hayatında görebileceği en iyi dostlukları tecrübe etmeye davet de edebilir, içinden çıkılamaz bir bok çukuruna da sürükleyebilir.
Aksini seçmek de sizi benim gibi bunaltıcı ve anlaşılmaz bir insan haline getirebilir.
Bu arada bir önceki gönderilerdeki yorumlarınıza cevap veremediğim için üzgünüm. Bu sizi umursamadığım için değil, haklı oluşunuza diyecek söz bulamadığım içindir.
Yorum kutularında mutlaka görüşelim! ଘ(੭ˊ꒳ˋ)੭✧
Bir sonraki gönderimde biraz daha iç açıcı şeylerden bahsetmeyi umuyorum.
"Umut" ve "pes etmemek" gibi kavramlar mesela! (Bu, arkadaşım Miyako'ya gelsin.)
Görüşmek üzere! ☆
Bir başka sıkıcı akşam, bir başka sıkıcı gönderi.
Hala buralara uğrayıp sayfadaki bunaltıcı müziklerden ve düşüncelerden etkilenmiyor ve intihar eğilimlerine kapılmıyorsanız güçlü yapınızdan dolayı sizi tebrik etmek isterim!
Son birkaç gündür diğer günlere oranla biraz daha doğru dürüst günler geçirdiğimi söylemek istiyorum. Hala yaz tatili için hazırladığım planları hayata geçirebilmiş değilim ancak içine düştüğüm bu boşluk çukuru kendim ve ne yapmak istediğimle ilgili bir takım düşüncelere itti beni.
Sonuç olarak bu sonu gelmeyen düşünceler sürüsü hiçbir karara varamamamla yok olup gitti. Her zamanki gibi hastalıklı bilinçaltım beni şaşırtmadı.
Bu akşamki can sıkıcı konumdan bahsetmeden önce sahneye konudan alakasız gifimi davet etmek istiyorum.
☆ミ(o*・ω・)ノ
yanlışlıkla konu başlığına yapıştırıp yayınladığım reiji gifi olmadığı için üzgünüm |
İnsanlara olan güvenim oldukça küçük yaşta çok yakınım olan biri tarafından küçük düşürülmemden sonra kademe kademe azaldı ve yaldızlı harflerle "kimseye güvenme" başlığının çakılı olduğu seviyeye indi. Yaşadığım o travmatik olayın sadece insanlara olan güvenimi değil insanlarla olan ilişkilerimi de zedelediğini düşünüyorum. Üzerinde biraz daha düşünecek olursam kişiliğime bulaşmış olan tüm sorunlu parçaları bu olaya bağlayabilirmişim gibi hissediyorum. Bu konu hakkında daha derine inmeyeceğim.
İnsanlara güvenmeyi seçtiğim o nadir anlarda çoğunun beni kullanmaya çalıştığını ve akıllarındaki yansımamın "acınası" ve "kolay kandırılabilir" olduğunu görmemle kimseye güvenmeme seçimimin yerinde olduğunu anladım. Bunun beni etrafımdaki insanlara karşı soğuk ve yaklaşılamaz göstereceğinin farkındaydım ancak bana başka seçenek bırakmıyorlardı.
Güven de tıpkı beklentiler gibi büyük bir kumardır. İnsanı hayatında görebileceği en iyi dostlukları tecrübe etmeye davet de edebilir, içinden çıkılamaz bir bok çukuruna da sürükleyebilir.
Aksini seçmek de sizi benim gibi bunaltıcı ve anlaşılmaz bir insan haline getirebilir.
Bu arada bir önceki gönderilerdeki yorumlarınıza cevap veremediğim için üzgünüm. Bu sizi umursamadığım için değil, haklı oluşunuza diyecek söz bulamadığım içindir.
Yorum kutularında mutlaka görüşelim! ଘ(੭ˊ꒳ˋ)੭✧
Bir sonraki gönderimde biraz daha iç açıcı şeylerden bahsetmeyi umuyorum.
"Umut" ve "pes etmemek" gibi kavramlar mesela! (Bu, arkadaşım Miyako'ya gelsin.)
Görüşmek üzere! ☆
14 yaşındayken aynısı olmasa da arkadaşlarımın ihaneti uğramıştım. Sonrasında da diğer insanların yüzlerini görmeye başladım. Bu yüzdendir bir tane yakın arkadaşım var sadece. Diğer yazılarınızı da okumak için sabırsızlanıyorum :)
YanıtlaSilBaşka insanların alçaklığı seni de düşürmesin :/ Başkalarını görebilmek için gereken enerjiye sahip olmayan insanların başkalarını yorumlama kabiliyetsizliği... Halbuki ışığın kaynağı olan karanlığı inkar etmek ne kadar da yanlış. Sadece yolda giderken ayağına bir çakıl taşı takılmış sanırım ve neye takıldığını anlamaya çalışmakla meşgulken etrafındaki değerli taşları görememiş olabilirsin >.< Ben tabi her şeyden bir iyilik bulmaya meyilli biri olarak böyle bir şeyin senin yararına olduğundan ve seni bir benlik olabilme yoluna sürüklediğini düşünüyorum c: Ayrıca Ay'a hop diye yolculuk yapamazsın değil mi? Bunun bir sürü süreci, hazırlanması var ^~^
YanıtlaSilBir süredir okuyorum bloğunu. Dışarıdan bakan biri olarak tüm sitemlerinin tek
YanıtlaSilbir şey ile ilgili olduğunu fark ettim. 'KENDİN'. Ne güzel başlık atmışsın
yansıma diye. Evrende her şey bir yansıma. Sen nasılsan karşındaki da sana öyle
davranıyor aslında. Korkuların varsa kaybedersin, değersizlik hissin varsa aldatılırsın, kendini sevmezsen sevilmezsin... Yaşadığın her ne varsa özünde SEN ile ilgili. Cevapların sende. Önce dönüşmeye niyet et. Bunu gerçekten istiyor musun?
Etrafı ve insanları, onlar hakkında düşünmeyi hatta olumlu-olumsuz en küçük bir
düşünce üretmeyi dahi hemen bırak, dile getirme, yazıya dökme. Gün içinde bunu
sık yapıyorsan o an beyninde iptal et. Her olumsuzluğun yerine güzel bir şey
koy, sevdiğin şarkıyı dinle, toprağa bas. Bu şekilde bahsederek olumsuzluğun
altını çizmiş ve o enerjiyi büyütmüş oluyorsun.
Dünyanın bir sistemi var. Her şey her zaman iyi veya her zaman kötü gidemez. Dualite içinde yaşadığımız realitenin prensibi. Dertler dalga geçebildiğin
müddetçe seni bulmaz. Elbette hepimizin sıkıntıları oluyor. Büyük kazanımlar
karanlık günlerin ardından hak edilir. Tüm bu yaşadıkların için şimdi şükret
dostum, çünkü büyük yaşam dersleri aldın.
Değerinin farkında ol, kendini SEV. Geçmişi şu anda bırak. Birilerini ve olanları suçlamayı bırak. Hayatındaki yanlış bağlantı ve ilişkileri (her ne kadar kötü olusa olsunlar) minnetle ve sevgiyle kes, hayatında istemediğin ne varsa isyan etmeden sevgiyle gönder bir daha dönmemek üzere. Bu dünyayı AŞK kurtaracak.
Ben de hayatımda maddi-manevi büyük çöküşler yaşamış, bunalıma girmiş, sefaleti, haksızlığı görmüş biriyim. Hala daha bir savaş vermekteyim. O yüzden tuzu kuru bunun yazıyo ordan diye düşünmeni istemem. Yazılarına gelen yorumlar dikkatimi çekiyor. Hepsi yalnızca iyi temenniler, bir çözüm sunmuyorlar. Ben
yalan söyleyemem. Eğer bir şeyin farkına varmışsa insan herkesten sorumludur
bence. X bir insan olarak ben de senden sorumluyum belki.. o yüzden bir şeyler
karalamak istedim ilk kez.
Sevgiler. <3