Ara sıra hayatımın iyiye gittiğiyle ilgili yanlış düşüncelere kapıldığım oluyor. İnsanların beni normal biri gibi gördüğünü, benimle gerçekten arkadaş olmak istediklerini zannediyorum. Annemin iyileştiğine dair, evde her şeyin düzene girdiğine dair, tıpkı rüyalarımdaki işaretlerin bana söylemek istediği gibi beni parlak bir geleceğin beklediğine dair yanlış izlenimlere kapılıyorum. En azından çok uzun sürmüyor da fazla beklentiye kapılmayıp daha az acı çekiyorum.
Çoğu zaman abarttığımı sanıyorum. Herkesin dertleri olduğunu ama kimsenin bunları dile getirip de gereksiz yere gevezelik etmediğini düşünüyorum. Bu yüzden ben de dile getirmiyorum. Zaten dile getirsem de kimsenin çözeceği yok. Çözülecek problemler değiller çünkü. Kimse çözemez. Ben çözemedim. Siz de çözemezsiniz. Şu ana kadar dinleyen kimse çözemedi. Anlattıkça çoğalıyorlar hem. Çoğaldıkça unutmam daha da zorlaşıyor. Görmezden gelmem daha da zorlaşıyor. Beynimi uyuşturmam daha da zorlaşıyor.
Sonunda saksıya ektiğim koca yapraklı çiçeklerden birinin Dalya diğerinin de Kalanşo olduğunu öğrendim. İkisi de çok güzel açan çiçekler. Fakat benimkiler hiç çiçeklenmedi. Ne yaparsam yapayım. Ne kadar çabalarsam çabalayayım. Ne kadar değer verirsem vereyim. Ne kadar sabredersem sabredeyim.
Aynaya bakıyormuşum gibi hissettiriyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder